![]() |
Tweet |
1974 Dünya tarihinin en büyük kitlesel göçlerinden biri olarak herkesin gözünde İngiltere'nin Hindistan'daki durumunu sömürge altına almasıyla yönetimi sonra erdirmiştir. Bununla birlikte coğrafyada dinî temelli bir bir ayrılıkta yaşandı olayları tarihçeleriyle ele alacak olursak şunları ifade edebiliriz İngilizcede Anchor diye bir kelime vardır Türkçede bu çapa anlamına gelir fiili olarak bakacak olursak olayları en ince ayrıntısına kadar ayıklayan ve araştıran araştırdıkça sorgulamayı öğreten o kelime bizi işin tarihçesine götürüyor. Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunlukta var olduğu Pakistan kuruldu.
Pakistan islamiyeti temel alan bir ideolojiyle kurulan ilk devletlerden biri olarak dinî kimliğini devlet yapısının merkezine yerleştirdi. Kuruluşundan itibaren hem iç politikada hem de dış politikada ve ülkeler arasındaki ilişkilerle belirleyici rol oynadı güvenlik askerî güç ve nükleer caydırıcılık gibi alanlarda kendini geliştiren Pakistan özellikle Hindistan ile birlikte yaşadığı Keşmir sorunu ile uluslararası anlamda siyasete çok etkili bir faktör haline gelmişti zamanın içerisinde bölünme yaşayan bu iki ülke yalnızca sınırları değil gönülleri ve tarihleri de ayırdı o dönemde yaklaşık 15 milyon insan göç etmek zorunda kaldı göç sebebiyle yüz binlerce insan hayatını kaybetti bu olay tarihi hem bir travmatik bir sonuç doğurdu.
kadınlara yönelik şiddet mülkiyet kayıpları ve etnik temelli katliamlar göçün insani boyutunu da ağırlaştırdı az önce bahsettiğim gibi bölünmenin en sancılı noktalarından biri ise keşmirdi çoğunlukla müslüman olan ve bu bölgenin o dönemdeki Hindu lideri bölgeyi Hindistan'a bağladı bu etkili karar o günden bu güne hindistan ve Pakistan arasında süregelen çatışmaların da temelini oluşturdu 1974-1965 yılları arasında iki ülke de savaşlar çıktı 1999'da kargil'deki sıcak çatışma ise daha çok iki nükleer gücün doğrudan savaşa yaklaşması nadir görülen bir olaydı böylesine bir tabiri iki yapıda kullanacak olsak şöyle bir kapı açılır Keşmir cennet mi yoksa hapishane mi huzur mu yoksa huzursuzluk mu işte bu dünyanın en yoğun askerileştirilmiş bölgelerinden biri Hindistan 2019 yılında keşmirin anayasal özerkliğini kaldırarak bölgeyi doğrudan merkeze bağladı.
Herkes şu soruyu sordu dünyanın gözleri Gazze'de peki ya Ukrayna'da kızıldereliyken güney asyadan yeniden olan gelişim nasıl olacak işte 2025 te mayıs ayında asıl konuşulacak olan hem gerilim hem de sınır hattındaki çatışmalarla yeniden inşa edilecek durumda zaten bu çalışmalar yalnızca iki ülkeyi değil aynı zamanda çini iran'ı Afganistanı yakından ilgilendiriyor dolayısıyla bölgesel bir yangının eşiğindeyiz
Türkiye dinî bağları olan ve Pakistanl İle her zaman yakın ilişkilidir bununla birlikte Hindistan'la son yıllarda ekonomik ilişkileri geliştirmeye çalışmaktardır. Ancak keşmir meselesinde Türkiye'ninde duruşu çoğu kez sessizlikle görünüyor
Ne yapılabilir sorusuna ise milletler kararlarına göre Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkı verdi Türkiye NATO üyesi ve islam işbirliği teşkilatının etkili ülkelerindendir
Bu pozisyon sadece ekonomik ve stratejik çıkarlar için değil adaletin sesi olabilmek adına da kullanılmaktadır keşmirde yaşanan insan hakları ihlallerine karşı daha kararlı bir duruş sergileyebilmek için sessiz kalmak tarafsızlık değildir sessizlik bazen en büyük güçtür bu sesleri duyurmayan halklarla da empati Kurabilen bir aktör olmalıdır kalem oynatan her gazeteci her aydın ve her sorumlu yurttaş için bu mesele sadece keşmirin kaderi değil aynı zamanda bizim ahlaki sınavımızdır
Selam ve Dua ile
Ayşenur TOKSÖZ