Türkiye’nin meseleleri çok büyük…

Ama en büyük mesele, ne dış politika, ne ekonomi, ne eğitim…

En büyük mesele; muhalefet meselesi.

 

Çünkü Türkiye’nin muhalefeti, yerli değil.

Milli hiç değil.

Aklı, dili, refleksi; Londra’da, Washington’da, Tel Aviv’de formatlanmış.

 

⸻

 

Suriye’de Ne İşimiz Var mı Dediniz?

PKK/PYD eliyle Türkiye’nin güney sınırında bir Terör Koridoru kurmak isteyenler belli: ABD, Fransa, İsrail…

 

Ama içeride bir kesim var ki; bu gerçeği bile görmek istemiyor.

→ “Suriye’de ne işimiz var?”

→ “Irak’a niye giriyoruz?”

→ “Komşularla iyi geçinsek olmaz mı?”

 

Oysa mesele sadece Suriye veya Irak değil.

Mesele; Türkiye’nin Anadolu’dan kuşatılması.

 

Hatay’dan Cizre’ye kadar bir terör devleti kurulsaydı, bugün Türkiye nefes alabilir miydi?

 

⸻

 

Mavi Vatan’a Kimler Karşı?

Aynı muhalefet bu defa Doğu Akdeniz’de sahneye çıktı.

→ Türkiye Libya ile deniz yetki anlaşması yaptı: “Macera!” dediler.

→ Türkiye Akdeniz’de doğal gaz aradı: “Şov!” dediler.

→ Türkiye Karadeniz’de 710 milyar metreküp gaz buldu: “Abartıyorlar!” dediler.

 

Mavi Vatan projesi, Türkiye’nin denizlerdeki Lozan’ıdır.

 

Ama içerideki muhalefet, Yunan tezlerini Türkiye’nin içinde savunacak kadar gözünü kararttı.

 

⸻

 

Enerji Bağımsızlığı mı Dediniz?

Bakınız; Türkiye yıllardır enerji bağımlılığı nedeniyle yılda 50-60 milyar dolarını dışarıya ödüyor.

 

Şimdi ne yapıyor?

→ Karadeniz’den gaz çıkarıyor,

→ Gabar’dan petrol çıkarıyor,

→ Doğu Akdeniz’e sismik araştırma gemileri gönderiyor,

→ Nükleer santral kuruyor.

 

Peki içerideki muhalefet ne yapıyor?

→ Petrol bulduğunda; “Magazin bu, inanmıyoruz!” diyor.

→ Doğalgaz çıkınca; “Seçim yatırımı!” diyor.

→ Nükleer santral kurunca; “Çernobil olur!” diyor.

 

Bu nasıl muhalefet?

Türkiye kazanınca üzülen, Türkiye kaybetsin diye dua eden bir muhalefet!

 

⸻

 

Kimden Yanasınız?

Burada temel soru şu:

 

→ Türkiye güçlenirse kim kaybeder?

→ Türkiye enerji bağımsızlığı sağlarsa kim rahatsız olur?

→ Türkiye terörü kaynağında kurutursa kim kriz yaşar?

 

Cevap belli:

→ Emperyalist ülkeler

→ Çok uluslu enerji kartelleri

→ Silah tüccarları

→ Terör baronları

 

Ve ne yazık ki onların Türkiye’deki en büyük şubesi de; muhalefet maskesi takmış dış bağlantılı çevreler.

 

Türkiye’nin 40 yıldır uğraştığı PKK terörü; çekiç güçle başladı, ABD’nin desteğiyle büyüdü, Avrupa’nın korumasıyla serpildi. Şimdi Türkiye bu belayı kaynağında kurutmak isterken; içerideki muhalefet hala şehit edebiyatı yaparak, devleti zaafa uğratmaya çalışıyor.

 

Burada şu soruyu herkes kendine sormalı:

→ Devlet terörle mücadelede başarılı olursa, bundan kim rahatsız olur?

→ Ekonomik ve sosyal enerjisini güvenliğe değil de kalkınmaya ayıran bir Türkiye’den kim huzursuz olur?

 

Cevap belli:

Türkiye’yi zayıf, kırılgan ve sürekli içeride kavga eden bir ülke olarak görmek isteyen emperyal güçler…

 

Ama onların içerideki taşeronları da çok net:

Ürettiği tek politika “iktidara karşı olmak” olan muhalefet…

 

Türkiye’ye asıl muhalefet lazım…

İsrail’in, ABD’nin, AB’nin tezlerini papağan gibi tekrarlayan bir muhalefet değil…

Milletin değerleriyle barışık, devletin bekasıyla derdi olmayan, yerli ve milli bir muhalefet…

 

⸻

 

Türkiye’nin İhtiyacı Olan Asil Muhalefettir.

Bu millet eleştiriyi sever. Hesap soranı sever. Yanlışı düzelteni sever.

 

Ama artık bu millet;

Türkiye’ye değil, emperyalizme muhalefet eden bir muhalefet istiyor.

 

Türkiye büyüdükçe küçülen, Türkiye kazandıkça kaybeden, Türkiye ayağa kalktıkça paniğe kapılan bu anlayış; muhalefet değil, bu düpedüz iş birlikçiliktir.

 

Ve bu millet bunu görüyor. Notunu veriyor. Zamanı geldiğinde gereğini de yapıyor.

 

Kadem Çolak